
Düşünen Şey, düşünmeyi bir ihtiyaç değil, bir varoluş biçimi olarak gören; insanı, dünyayı ve dili sürekli sorgulamayı amaçlayan bir felsefe oluşumudur.
Burada amaç, düşünceyi yalnızca akademik tartışmaların sınırlarına hapsetmek değil; onu gündelik hayatın içine taşımak, zihnin gölgeleriyle yüzleşmek ve anlamı yeniden inşa etmektir. Hazır cevapların konforuna sığınmak yerine, soruların açtığı uçurumlarda yürümek; düşünmeyi bir “şey”e, yani herkesin eline alabileceği, dokunabileceği ve paylaşabileceği ortak bir deneyime dönüştürmektir.
Oluşumun adı doğrudan Descartes’ın felsefesine bir referanstır. Descartes, insanı res cogitans — yani düşünen şey — olarak tanımlar. Ona göre insanın özü düşünmektir:
Şüphe etse bile, düşündüğü için vardır (cogito ergo sum). Bu yüzden meşhur “Düşünüyorum, öyleyse varım.” cümlesinin gizli öznesi, aslında Descartes’ın res cogitans dediği varlıktır: düşünen şey.