İnsan ve Toplumun Felsefi Doğası Giriş Felsefe, çoğu zaman akademik kurumların duvarları içinde sınırlanmış, soyut ve uzak bir uğraş olarak algılanır. Ancak bu algı,
🖋 Lyotard’ in söylemiyle üst değerlerin( Örneğin ahlak sistemleri) yıkılması anlamına gelen Postmodern durum, genellikle Alman İdealizminde Friedrich Wilhelm Nietzsche ile; Fransız Felsefesinde
“Sanat yalnızca güzelliğin değil; gücün şekil bulmuş halidir.” Antik Yunan’da bir heykel, yalnızca insan bedenini değil, tanrısal düzeni; bir tapınak ise sadece taşları değil,
Giriş İnsanın evreni anlamlandırma çabası, temel olgular üzerinden şekillenir. Bu olgular, kimi zaman ideal olarak konumlandırılır; insan, varoluşunu kavrayabilmek için bu ideali hedef edinir.
“İnsan bu bedenin, bu koca bebeğin esiri olduğuna inanamıyor. Onu beslemek,yatağa yatırmak ve tuvalete götürmek zorundasın. Daha iyisinin icat edilememiş olmasına inanmak istemiyor insan.
Giriş Teistik geleneklerde Tanrı çoğunlukla “en” olan olarak tanımlanır: en kudretli, en bilge ve her şeyin yaratıcısı. Bu tanım, Tanrı’nın yaratılmamış, ezelî ve mutlak
Giriş: Değerlerin Çözülüşü Bir zamanlar mutlak ve tartışılmaz sanılan değerlerin, bugün nasıl da birer perspektif meselesi hâline geldiğini gözlemlemek, modern insanın ruhu için sarsıcı
Giriş: Problematiğin Tanımı ve Çalışmanın Amacı Tanrı kavramı ekseninde insanlığın düşünsel serüveni, inanç ve inançsızlık gibi temel kutuplar etrafında şekillenmiştir. Bu kutuplar genellikle teizm
1. Giriş: Yapay Zekâ ve Felsefenin Kaçınılmaz Kesişimi 1.1. Yapay Zekânın Felsefi Bir Sorun Olarak Tanımı Yapay zekâ (YZ), insanlık tarihi boyunca “zeki varlıklar
Giriş: İnsan Algısının Yapısal Kusurları ve Sosyal İnşa Bu yazı, insan aklının ve toplumun işleyişini derinden etkileyen üç kritik olguyu, Doğrulama Yanlılığı (Confirmation Bias),
Varlık ile bireyin ilişkisi hakkında sistemli bir inceleme Martin Heidegger tarafından başlatılmıştır. Yazımıza Martin Heidegger’ in in Varlığa bakış açısı ile bakmamız yerinde olacaktır: